9 Aralık 2016 Cuma

İNSAN KAYNAKLARI X Y TEORİLERİ



İnsan Kaynakları Yönetimi tarihsel süreç

Tarihsel Süreç : İnsan kaynakları yeni bir olgu değildir.Yeni olan örgütlerin insana bakış açısındaki değikliklerdir.Tarih boyunca iki kişiden fazla çalışanı olan tüm işletmelerde bir yönetenler birde yönetilenler olmuştu. Yönetenlerin, işletmelerini verimli bir şekilde yönetebilmek için süreçleri ayrıştırma ve bazı kural ve kaideler çerçevesinde işleri yürütmeye çalışmaları da yine insanlık tarihi kadar eskidir. Sanayi devrimi ile beraber işlerin küçük dükkan ve evlerden büyük fabrikalara taşınması, pek çok sayıda işçinin bir çatı altında toplanmaya başlaması, işgücünün uzmanlaşmaya başlamasıyla, planlama, işe eleman toplama ve seçme, yerleştirme, ücretlendirme ve diğer yan faydalar gibi daha önceleri formal bir şekilde yapılmayan faaliyetlere duyulan ihtiyaç ve gösterilen ilgide artmaya başlamıştı. İnsanı geri plana atarak daha çok üretim, makineler, iş süreçleri, iş dizaynı üzerinde durması, yetki ve sorumlulukların yukarıdan aşağıya doğru aktarıldığı bürokratik emir komuta zinciri içinde hiyerarşik örgüt yapılarının benimsenmesi dış çevre koşullarından çok iç çevre koşulları üzerinde durulmasıdır. İnsanı makinenin bir uzantısı olarak kabul eden klasikçilerin bu yaklaşımı günümüzde hala eleştiri konusu olmakla beraber klasik anlamda yazılan en kapsamlı çalışma olduğundan ve geçerliliğini koruyan ilkeleri bulunduğundan birçok çalışmaya kaynak teşkil etmektedir. Tüm çalışmalar doğru rotada ilerliyordu ki 1930 Dünya ekonomik krizi ile birçok firma üretken olmayan faaliyetlerini durdurdu ve onbinlerce kişi işten çıkartıldı.1932-1946 yılları dünya savaşları döneminde ise işletmedeki insan verimliliği bir yana dursun hayatta kalmak uğruna çalışmalara ağırlık verildi.

     X ve Y TEORİLERİ
            İnsanlar bir şeyi neden yaparlar? Ya belirli bir noktaya ulaşmak için ya da belirli bir noktadan kaçmak için. İnsanlar bu anlamda, onlara çekici gelen şeylere yaklaşır, onları iten şeylerden uzaklaşır. Uzaklaşılan ya da yaklaşılan bu şeyler değerlerle ilgilidir. Değerler, insanların uzaklaşmak ya da yaklaşmak için zaman, emek ve kaynaklarını harcadıkları şeyleri belirler.


Motivasyon konusu, son elli yıldır, yönetim dergilerinde tartışılıyor. Bu süreç içerisinde iki önemli çatışan teori ortaya çıkmıştır. Douglas Mc Gregor, The Human Side of Enterprise dergisinde, bu iki teoriyi "X Teorisi" ve "Y Teorisi" olarak adlandırmıştır.


Teori X aşağıdaki varsayımlar üzerine kurulmuştur:


1. Ortalama her insan işi sevmez ve ondan kaçmak için yollar arar.

2. Bu iş sevmezlikten dolayı çoğu insan zorlanmalı, yönetilmeli ve cezayla tehdit edilmelidir.

3. Ortalama insanın hırsı yoktur ve yönetilmeyi tercih eder. Sorumluluktan kaçarlar ve en yüksek değerleri güvenliktir. Bu insanları iyi yönetebilmek için ceza gereklidir. Çoğu insan temelde tembel olduğundan, "ceza" gereklidir; yine de patron arkasını döndüğünde çalışmayı bırakacaklardır.



Teori Y ise aşağıdaki varsayımlar üzerine kurulmuştur:

1. Fiziksel ya da zihinsel çalışma, oyun ya da dinlenmek gibi doğaldır.

2. Dış kontrol ya da ceza tehditleri, insanları motive etmenin tek yolu değildir. Çoğu insan hem fikir hedefe ulaşmak için kendilerini yönetir ve kontrol eder.

3. Hedefle hem fikir olmaları, o hedefe ulaşmakla ilintilendirdikleri ödüller sebebiyledir.

4. Her ortalama kişi, doğru şartlar altında, sorumluluk istemeyi ve/veya kabul etmeyi öğrenir.

5. İnsanların büyük çoğunluğu, kurumsal problem çözme konusunda, hayal etmek, ustalık ve yaratıcılık için yeterli kaynaklara sahiptir.

6. Modern iş dünyasında, ortalama bir insanın entelektüel yeteneklerinin çok azı harekete geçirilebilmektedir. Bu kişileri doğru yönetebilmek, doğru "havuçları" bulmakla olabilir. İnsan kaynağının potansiyelini ortaya çıkaracak çözümleri bulmak yöneticiler düşmektedir.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder